"Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyet'i diğeri Cumhuriyet Halk Partisi."

Uygun: “Çocuk ve genç yoksulluğu hak temelli sosyal politikalarla önlenir”

  • 12 Aralık 2022
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Çocuk ve Eğitim Çalışmaları Sorumlusu Melek Uygun Belediye Gazetesi’ne düşüncelerini yazdı.

Yoksulluk yaşayan bir ailede doğan çocukların 30 yaşında yoksul olma olasılığı, hiç yoksul olmayanlara göre üç kat daha fazladır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, okullarda çocuklara ücretsiz yemek hizmeti verilmemesiyle ilgili sunduğu önergeye, “Yoksulluğun hanede paylaşılan bir durum olması nedeniyle bakanlığımızca çocuk yoksulluğu kavramı kabul edilmemektedir ve kullanılmamaktadır,” cevabını vermiştir. Aslında çocuk yoksulluğu tam da budur. 0-17 yaş arasındaki çocuklar, hanede yaşanan yoksulluğun etkileri sebebiyle yoksulluk döngüsünde kalmaktadır. BM Aşırı Yoksulluk ve İnsan Hakları Özel Raportörü Olivier De Schutter, 2021 yılının Eylül ayında, “Yoksulluk içinde yaşayan bir ailede doğan çocukların, 30 yaşında yoksul olma olasılığının, hiç yoksul olmayanlara göre üç kat daha fazla olduğunu,” belirtmiştir.

 

Çocuk yoksulluğu, çocuğun sağlıklı beslenme, eğitim, oyun ve barınma gibi haklarına erişememe hâlidir. Türkiye’de 2022 yılı boyunca “okullarda ücretsiz okul yemeği” kampanyası konuşuldu. Yetersiz beslenme, çocuk yoksulluğunun hem nedeni hem de sonucudur. Peki yetersiz beslenme çocuklara nasıl zarar veriyor?

 

Çocuklukta Yetersiz Beslenme

 

Çocuklukta kronik yetersiz beslenmenin sonuçları vardır.[1] Bu sonuçlar arasında bodurluk, öğrenme güçlüğü, aşırı zayıflık, obezite, düşük bağışıklık, mikro besin eksiklikleri, zihinsel gelişim bozuklukları, anemi gibi durumlar sayılabilir. Beş yaş altı çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı yetersiz beslenme kaynaklıdır.[2] Yetersiz beslenme, çocukların bağışıklık sistemini zayıflatır, doğal enfeksiyonlar sebebiyle hayatlarını kaybetmelerine sebep olur. 2019 yılında Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre, 15-18 yaş arası çocuklarda[3] bodurluk oranı %4.6, çok zayıf olan çocukların oranı %15.6, obezite oranı %8.3’tür. Son bir yıl içinde, para ve diğer kaynakların yetersizliği nedeniyle yeterli gıda bulamayacağı kaygısı taşıyan bireylerin oranı %23.4, öğün atlamak zorunda kalan bireylerin oranı %13.1, karnı aç olmasına rağmen yemek yiyemeyenlerin oranı %8.4’tür.

 

Bu sonuçlar, “Okul Yemeği Projesi” gibi çalışmalarla önlenebilmektedir. Okul Yemeği Projesi, çeşitli ülkelerde uzun yıllardan bu yana uygulanmaktadır. Hatta Norveç’te, 1890’lı yıllardan beri devam etmektedir. Türkiye’de ise, 1956 yılında UNICEF’in başlattığı gıda yardımı uygulanmıştır. Kısa bir dönem CARE tarafından yürütülen bu uygulama, 1977 yılına dek hükümet tarafından yürütülmüştür. Un, margarin, pirinç ve süt tozu yardımı yapılmıştır. Fakat sürekliliği olmadığı için uygulama sonlandırılmıştır, farklı bölgelerde süt yardımı olarak dönem dönem devam etmiştir.

 

2019-2023 Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesiyle İlgili Eylem Planı’nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve belediyeler ortaklığında, 2020-2023 yılları arasında, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde okul yemeği programının pilot/öncelikli uygulamasının yapılması, okul yemeği programının ülke genelinde yaygınlaştırılması” maddesi yer almaktadır. Fakat bu hedefin gerçekleştirilmesi için adım atılmamıştır.

 

Yetersiz beslenme sorunundan çocuklar kadar gençler de etkilenmektedir. Özellikle 18-25 yaş arasındaki gençler de sağlıklı gıdaya erişememektedir. Genç yoksulluğu, barınma hakkına, eğitime, eğitim materyallerine, insan onuruna yakışır iş kapsamındaki staj imkânlarına, sağlıklı besinlere erişememe durumudur. 2022 yılının Haziran ayında gıda fiyatlarındaki artış sebebiyle öğrenci yurtlarında yaşanan besin zehirlenmesi gündeme gelmiştir.

 

Hak Temelli Sosyal Yardım ve Sosyal Hizmet Modelleri

 

Çocuk ve genç yoksulluğunu ortadan kaldırmak için hak temelli sosyal yardım ve sosyal hizmet modelleri uygulanmalıdır. Bu kapsamda belediyelerin sosyal politikaları şu şekilde yapılandırılabilir:

 

1. Hak temelli yaklaşım kapsamında herkese eşit fırsatlar sunmak.

2. Takip ve izleme mekanizmaları kurmak, haneleri düzenli takip etmek. Değişen durumlara uygun müdahalelerde bulunmak.

3. Yeni doğan bebekleri için ihtiyaç sahibi ailelere rehberlik edecek “Bebek95” programları uygulamak, anne sütü hakkında farkındalık çalışmaları yapmak ve anne sütünü artıracak gıda paketleri hazırlamak.

4. Okullarda veya okullara yakın en yakın bölgelerde ücretsiz sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve temiz içme suyu desteği vermek.

5. “Gıda Bankacılığı” sistemiyle sosyal yardımları çeşitlendirmek, hanelere daha onurlu bir yardım modeli sunmak.

6. Eğitim, çocuk ve gençlik çalışmalarının tamamında çocukların beslenme ihtiyaçlarını gözeterek programlar oluşturmak ve hizmet vermek.

7. Üniversitelerin, liselerin veya yatılı kurumların olduğu bölgelerde ücretsiz yemek hizmeti verilecek yerleri belirlemek veya uygun bütçeli yemek hizmeti sunmak.


Önerilen Haberler